Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

25 Nisan 2016 Pazartesi

Bir Kurtuluş Reçetesi: İnovasyona Dayalı Üretim

Şu an dünyanın dört bir yanında çeşitli sektörlerden yüzbinlerce arge çalışanı, yeni ürünler ve yeni teknolojiler geliştirmek için büyük çaba gösteriyor. Sonuç olarak her geçen gün yeni bir gelişme ile karşı karşıya kalmaktayız. Tüketici kitlesinin yaşadığı her yeni ürün deneyimi, kalite çıtasını daha da yükseltmekte ve hedef kitlenin beklentilerini arttırmaktadır. Tüm bu gelişmeler olurken değişime ve inovasyona kapalı bir sistemin varlığını sürdürebilmesi neredeyse imkansızdır. Bu durum literatürde yaratıcı yıkıcılık olarak adlandırılmaktadır.
Ülke ekonomilerine sağladıkları katkılar nedeniyle inovatif işletmelere her geçen gün daha çok ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkelerin sürdürülebilir ekonomik kalkınmaları, pek çok faktör ve değişkenin varlığına bağlıdır. Günümüzde ileri sürülen birçok görüşün ortak paydası, sürdürülebilir bir ekonomik gelişme için en önemli belirleyicinin teknoloji ve inovasyon olduğudur.
Teknoloji ve inovasyon verimlilik artışının yanında, maliyetlerde azalma ve hammadde kullanımında etkinlik sağlamaktadır. Bunların yanında sağlanan kalite artışı yaşam standardını yükselterek, müşteri memnuniyetini sağlamakta ve firmaların rekabetçi pozisyonunu güçlendirmektedir.
Yenilikçiliğin yüksek belirsizlik içerdiği ve geleneksel yöntemlerle yönetilemeyeceği açıktır. Çünkü geleneksel yöntemler oturmuş sistemlerden çıkmış ve düşük belirsizlik düzeyinde uygulama alanına sahip olmuştur. Yeni ürün fikirleri için bir iş planı yapılmadan önce, firmaların stratejik varsayımlarını ortaya koymaları gerekmektedir. Bunun için insanların ihtiyaçları ve yaşadıkları problemler gözlemlenmelidir. Geçmişte insanların kulaklıkla müzik dinleme ihtiyacı walkmanlerin doğuşuna aracılık etmiştir. Günümüzde ise insanlar arasındaki etkileşim ihtiyacı nedeniyle, mobil cihazlar ve sosyal ağlar hayatın bir parçası haline gelmiştir. Çözümler ileri sürülmeden önce problemlerin tespiti ve insan davranışlarının anlaşılması önemli bir konudur. Tespit edilen problemi çözecek ürün tasarlanırken, hızla bitmiş bir ürün sunmak yerine, ürünün detayları piyasa koşullarında test edilmeli ve müşteri tepkileri ölçülmelidir. Bu süreç hataların erken fark edilmesini sağlayacak, gereksiz kaynak kullanımını önleyecek, istenmeyen özelliklerin ürün maliyetini arttırmasına engel olacaktır. Müşterilerden elde edilen bilgiler doğrultusunda geliştirilen ürünler için hedef kitlenin ilgisini çekecek yeni teknoloji deneyimi, ilk olmanın avantajını beraberinde getirecektir.
Geliştirilen ürünün ilk piyasa giriş ve olgunlaşma sürecinde belirsizlikler nedeniyle yaşayacağı riske karşı alternatif ürünler ile desteklenmesi gerekmektedir. Paralel projeler gündemde tutulmalı, yeni ürün çalışmaları birlikte yürütülmelidir. Gündemde tutulan paralel projeler sadece ürün nezdinde değil, pazar ve müşteri kitlesi bakımından da değerlendirilmelidir. Yeni ürünün bir bölgedeki başarısızlığı başka bir bölgede başarı ile sonuçlanabilmektedir. Riski pazarlara ve ürünlere yaymak doğru bir strateji olacaktır.
Bilinmezden başlayan yeni ürün süreci bilinire doğru ilerledikçe yenilikçi yönetim anlayışı, maliyetleri ve sabit giderleri azaltacak yeni bir yönetim anlayışı ile değiştirilmelidir. Birçok başarılı ürünün proje yöneticisinin pazarda tutunma aşamasında değiştiğini görmekteyiz. Bunun sebebi proje yönetim anlayışının gelenekçi yönetsel uygulamalar geliştirip ürün üzerinde korumacı tutum geliştirmelerini önlemektir.
Gelişmekte olan ülkelerde birçok firma inovasyon stratejilerini deneme yanılma prensibi üzerine kurgulamıştır. Deneysel döngüye inovasyon olarak bakmak yanlış bir düşüncedir. Bu mantık kaynak israfını arttıracak marka kimliğine zarar verecektir. Neyin nasıl çözüleceği üzerinde ciddi olarak düşünülmeli belirsizliğe neden olan bilgisizlik en aza indirilmelidir. Öğrenmek inovasyona gidilen yolda atılacak ilk adımdır.
Teknoloji geliştiren dünya devleri insan kaynaklarına yaptıkları yatırım ile göze çarpmaktadır. Başarılı bir girişim için, insan kaynağının geliştirilmesi sahip olunan yetkinliklerin arttırılması gerekmektedir.
Son olarak İnovasyona giden yolda atılacak adımları şu şekilde özetleyebiliriz.
Başarılı bir inovasyon için birden fazla uzmanlığa sahip ve birden fazla rolü üstlenen bireyleri bir araya getirin.
Bütünü görebilecek bir vizyona sahip olabilmek için alınan kararların olası etkilerini değerlendirin.
İç ve dış müşterilerinizi dinleyin beklentileri en üst düzeyde karşılayabilmek için çaba gösterin.
Performansı sürekli ölçün verimsiz ekip ve faaliyetlerini eleyin.
Paylaşılan bir vizyon oluşturun, geleceği planlayın.
Farklı düşünebilen insanları bir araya getirin, farklılıklardan uyum yaratın.
Farklı fikirleri ve önerileri destekleyin, fikirlerin uygulanabilirliğini test edin.
Maliyetleri kontrol altında tutun, hedef kitlenin beklentilerini dikkate alarak, iş süreçlerini iyileştirin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder