Her geçen gün eskiye nazaran daha hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşıyoruz. İnsanların beş yıl önceki ihtiyaç ve beklentileri ile bugünkü durum birbirinden çok farklı. Markaların pazarlama yarışı ile yaşanılan marka deneyimleri, tüketici gözündeki fayda çıtasını her geçen gün daha da yükseltiyor. Bunların yanı sıra birde bugünler de markalar, geçmişe nazaran oldukça farklı sorunlar ile baş etmek zorunda.
Birçoğumuz mizah dergilerinde ellerinde akıllı telefonlar ile zombi olarak tasvir edilmiş karikatürleri görmüşüzdür. Aslında her mizah içinde biraz gerçeklik barındırır. Akıllı cihazlar bizleri öylesine esir aldı ki onlar olmadan yaşayamıyoruz ve iletişim kuramıyoruz. İnsanlar bağımlı oldukları akıllı cihazlar nedeniyle gerçek hayattan kopuyorlar ve çevrelerinde olan bitenlerden habersizler. Onların bu durumları markalar için ciddi bir sorun. Markaların dikkat çekebilmek ve akılda kalıcı olabilmek için olağan üstü çaba göstermeleri gerekiyor.
Rekabetin hızla arttığı, bilginin çok hızlı üretilip yayıldığı ve teknolojik gelişmelerle her geçen gün yeni ürünlerin ve markaların tüketicilerle buluştuğu bir dönemdeyiz. Bunun bilincinde olan firmalar, tüketicilerle her temas noktasında kendi iletişim karmalarıyla insanları mesaj bombardımanına tutuyor. Ancak insanlar eskisi gibi bu mesajları duymuyor, görmüyor ve fark etmiyor. Bir markanın onlarca rakibi arasından sıyrılıp sesini duyurabilmesi için gerçekten yaratıcı ve farklı olması gerekir. Bunun için ciddi anlamda bir bütçe ayrılması gerekiyor, eğer bu konuda gereken özveri yerine getirilmezse tüm çabalar boşa gidebilir. Bu hususta öne çıkan kavram algılanabilirlik, bir markanın bir adım önde olabilmesi için beş duyuya hitap etmesi gerekiyor. Beş duyuya hitap eden bütünleşik bir marka yapısı daha etkili sonuçlar vermektedir.
Eskilerin de dediği gibi markaların, insan zihninde bir fikri veya bir sözcüğü sahiplenmesi gerekiyor. Sahiplenilen bu söz markanın yerine getirmesi gereken taahhüdüdür. Bu taahhüdün ardında tüm şirket çalışanlarının durması gerekir, çünkü bu husus markanın tüketici zihnindeki temas noktasıdır. Tüketici güncel hayatta markaya erişebildiği her yerde, şirket çalışanlarında ve satış temsilcilerinde bu taahhüdü hissetmelidir. Onların tespit edeceği bir tutarsızlık markaya olan güveni derinden sarsacaktır. Marka olmak tüketici zihninde marka değerini ilmek ilmek işlemek demektir. Bunun için her temas noktası dikkatlice planlanmalı ve marka mesajı dikkatlice verilmelidir.
Marka gerçekte soyut bir kavramdır. Markayı ete kemiğe büründüren ve markaya bir kişilik kazandıran, markanın tüketicilerle olan temas noktalarındaki somut unsurlardır. Eğer bu unsurlar markanın taahhüdünü yerine getiremiyor ve tutarsız mesajlar iletiyorsa markanın omurgasında ciddi bir sorun var demektir.
Bazı şirketler yarattıkları markanın bir isimden ibaret olduğunu düşünürler ve markayı ürünlerinin üzerindeki etiket olarak görürler. Oysa ki her marka bir projedir, bu proje de bir yatırım ve çaba gerektirir. Yapılan yatırımların ve gösterilen çabaların karlı geri dönüşü için doğru alanlar ve doğru stratejiler belirlenmelidir. Şirketlerin içinde bulundukları konjonktür zaman içerisinde oynaklık gösterebilir. Kısa vadede kısa süreli marka başarısı yerine, uzun vadeye yayılmış istikrarlı bir marka stratejisi daha doğru bir seçimdir. Günümüzde en çok yapılan hata kısa vadede elde edilmeye çalışılan marka başarısıdır. Bu nedenle bu markaların ömürleri de pek fazla uzun olmamaktadır. Yapılan marka yatırımı ile kısa sürede yüksek kazanç ummak markayı uçurumun kıyısına sürükleyecektir. Dünya çapında büyük markalara bakacak olursak, onların uzun vadeli stratejiler ile pek çok krizin üstesinden gelmiş olduklarını görürüz.
Her marka yaşamı boyunca değişen yapılar nedeniyle çok farklı türde sorunlarla baş etmek zorundadır. Marka olmak ve marka başarısını sağlamak emek ve sabır gerektiren uzun bir süreçtir. Markanın uzun vadede geri dönüşü oldukça yüksek olan bir yatırım olduğu unutulmamalıdır. Markalaşmak başarıldığı takdirde elde edilen kazanımlar şirketlerin itici gücünü oluşturacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder