Her yıl
üniversitelerden yüz binlerce genç mezun olup iş hayatına atılıyor. Y kuşağının
tipik karakteristik özelliği olarak gençlerimizin gözü daima yönetici
koltuğunda oluyor. Ancak yöneticilik birçoğumuzun hayallerindeki gibi değildir,
daha önce bu deneyimi yaşamamış birinin üstesinden gelmesi gereken oldukça
fazla risk ve zorluk vardır.
Pek çok yönetici adayı, arkadaşları arasından sıyrılıp
terfi aldığında astı durumuna düşen arkadaşlarına ve diğer çalışanlara nasıl
yaklaşacağını bilemez. Denge kurmada yaşanan sıkıntı, kendini iletişim
problemleri başta olmak üzere birçok alanda gösterir.
Günümüzde yöneticilik adına yazılmış
sayısız kitap ve makale bulunmaktadır. Bu yayınlarda özellikle üzerinde durulan
husus liderlik vasıflarıdır. Son yıllarda ise koçluk yaklaşımına yapılan vurgu giderek
artma eğilimindedir. Yönetmekten daha ziyade yönlendirmek daha popüler bir hal
almıştır.
Genç
yönetici adaylarının sıklıkla yaptıkları kestirme yöntem, örgüt kültürünün
şekillendirdiği üstlerini taklit etmektir. Taklitçilik bir yere kadar işe
yarar, özgün olamayan yönetici eninde sonunda tıkanıp bir yerde
çuvallayacaktır. Ayrıca içinde bulunduğu örgüte yeni bir şeyler katıp dinamizm
getiremeyeceği için de vasat bir görüntü çizmekten öte gidemeyecektir.
Aslında
yapılması gereken taklitçi olmaktan ziyade bazı temel özellikleri kazanmaktır.
Örneğin; adil olma, güvenilirlik, iletişim becerisi, soğukkanlılık, pratik
zeka, hızlı karar alma, problem çözme, çok yönlü olma, zamanı iyi kullanma
gibi. Eğer bu vasıflara sahipseniz iş deneyimleriniz sizin iyi bir yönetici
olma yolunda ilerlemenizi sağlayacaktır.
Genç yöneticiler
öncelikle özgün olmalıdır. Başarılı yöneticilerin iyi yönleri örnek alınıp kötü
özelliklerine ise direnç gösterilmelidir. Üstlere olan körü körüne sadakat
kendi bindiğiniz dalı kesmekten farksızdır. Mutlaka kendi duruşunuz, kendi
sınırlarınız olmalıdır. Çoğunlukla yapılan hata, yöneticilerin kendi
isteklerinde aşarı ısrarcı ve kuralcı olmalarıdır. İnsanları kalıplara
sokamazsınız, sizde dahil herkes hata yapabilir. Emirler yağdıran biri olmaktan
ziyade ilk önce iyi bir dinleyici olunmalı, görüşler akıl terazisinde
tartılmalıdır.
İş ortamında
bir sistem kurmak sizi oldukça rahatlatacaktır. Ama bundan önce hem astlar hem
üstler ile görüşüp, aynı zamanda mevkidaşların fikirlerini de alarak, kendi düşünceleriniz
ile harmanlayıp bir anlayış benimsenmeli ve güven tesis edilmelidir. Bu güven
üzerine inşa edilen sistem daha güçlü ve başarılı olacaktır.
Her
çalışanın bir olmadığı mutlaka anlaşılmalıdır. İnsanları standartlaştıramazsınız
ve bir şekle sokamazsınız. Bu nedenle her çalışanı tek tek çok iyi tanımalı ve
ona en uygun davranış biçimi geliştirilmelidir. Çalışanların bilgi ve
tecrübelerinden istifade etmek sizi küçültmez, aslında onlara değer verdiğinizi
göstererek onların motivasyonuna katkı sağlar.
Her
yöneticinin zihninde canlandırdığı bir yönetici modeli mutlaka olmalıdır. Bu
model sizin algıda seçiciliğinizi arttırıp hedeflediğiniz yolda bilgi
toplamanızı sağlar. Hedeflediğiniz modele ulaşabilmek için göstereceğiniz çaba
sizin sürekli yenilenerek gelişmenizi sağlayacaktır.
Hemen hemen
her yönetici eğitiminde söylenen; ‘Kişiliğini yetkisinden alan yetkisinden
sonra kişiliksiz kalır’ sözü vardır. Bu çok doğru bir sözdür, bu nedenle yetkiniz
ile insanların gözünde yükselmek yerine öncelikle kişiliğiniz ile yükselmeniz
gerekir. Bu sayede diğer insanların sevgi ve saygısını kazanır, yetkiniz ile
aşamadığınız mevzuları size duyulan sevgi ve saygı ile aşarsınız.
Hata yapmak kimi
zaman kaçınılmazdır, gerçekte ise her hata bir eğitimdir. Önemli olan kendi
hatanızı kabul etmek ve bundan bir ders çıkarmaktır. Sorumluluktan kaçmak,
hatayı başkalarının üzerine yıkmak, bahaneler üretmek sizi kötü bir yönetici
yapar. Emin olun hatayı kabul edip
göstereceğiniz dürüstlük, size olan güvenin ve inancın artmasını sağlayacaktır.
Kazanacağınız güven ile kaybedeceklerinizden çok daha fazlasını kazanacağınızı
aklınızdan çıkarmayın.
İş hayatı
inişli çıkışlı süreçler üzerine kuruludur, umutsuzluk ve karamsarlık azim ve
kararlılığınızı kırar. Umut dağıtan, moral veren, hayalleri olan bir yönetici
olmak yıldızınızı parlatacaktır. Her ne olursa olsun asla hayallerinizden ve
hedeflerinizden vazgeçmeyin, başarılar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder