Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Yöneticiliğin Değişen Rolü Koçluk

Yöneticiliğin Değişen Rolü Koçluk
Küreselleşme ve insana verilen önem, son on beş yıl içinde önemli yönetsel gelişmeleri meydana getirdi. Yöneticilerin kontrolcü ve baskıcı anlayışları yerine; geliştirici, destekleyici ve yol gösterici özellikleri önem kazanmaya başladı. Yöneticiler günlük faaliyetleri esnasında sadece tek bir işe odaklanmada güçlük çekerler çünkü onlar aynı esnada pek çok işi takip etmek ve ilgilenmek zorundadırlar. Dolayısıyla yöneticiler; işlerinin doğası gereği astlarının odaklandıkları işlere yüzeysel kalırlar.
Yöneticiler her işe yetişecek diye bir kural yoktur, eğer bunu yapmaya çalışırlarsa yetersiz olacaklardır. Bu nedenle yöneticiler, astlarının gelişimine ağırlık verip onları desteklemek zorundadır. Yönetmekten daha ziyade yönetişmek ve yönlendirici olmak yöneticilerin başarı şansını arttıracaktır. Bu doğrultuda karşımıza koçluk kavramı çıkmaktadır.
Popüler yönetim anlayışı içinde koçluk; kurumların ve çalışanların potansiyel üstünlüklerini ortaya çıkarma, bireylerin ve örgütlerin gelişimini sağlama, motivasyon ve verimlilik düzeylerini arttırma yönetimidir. Günümüz rekabet koşulları yöneticileri üst olmak yerine yandaş olmaya zorlamaktadır. Onların bu rolleri gereği yöneticiler; astlarının nasıl başarılı olabilecekleri konusunda onları cesaretlendirmek, öz güvenlerini kazandırmak, motive etmek, geliştirmek ve tek başlarına işleri yapabilmeleri için onlara yol göstermek zorundadır.
Örgütsel amaçlar doğrultusunda çalışanların gelişimini sağlayan yapılandırılmış destekleme süreci olan koçluk, bireylerin içsel potansiyelini açığa çıkararak onların kendilerini keşfetmeleri için kullanılır. Koçluk, iş süreçlerinde çalışanları sürekli baskı altında tutup, yönetim ve denetimle kontrol etmekten daha ziyade, onlara gerekli özerkliği verip, sistemli ve planlı bir şekilde; kuralları belirleme, izleme, değerlendirme, yapıcı geri bildirimde bulunma, eğitim ve gelişim desteği sağlama, olası dirençleri kırma sürecidir.
Koçluk stratejilerinin başarılı olabilmesi için; gelişim ve değişime olan inanç, etkin katılım ve karşılıklı etkileşim gerekmektedir. Koçluk dışarıdan sanıldığı gibi hataları düzeltmek sorunları çözmek değildir. Bir farkındalık yaratarak belirli amaçlara ulaşabilmek için bireylerin gelişimini sağlayıp, örgütsel ve bireysel performansı sürekli arttırma çabasıdır. Koçlukta amaç; çalışanın yetkisi dahilindeki işlerde gereken kararları tek başına alabilecek düzeye gelmesini sağlamak, kendini oto kontrolü ile iş kalitesini yükseltmek, sorumluluk alıp inisiyatif kullanmasını sağlamak, daha üst düzey görevler için gelişimini sürdürmektir.
Koçluk rolünü yerine getiren bir yönetici;
  • Astlarını iyi tanımalı, onların yetenekleri konusunda güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilmelidir.
  • Psikolojinin temel kavramları hakkında (kişilik, stres, empati, öğrenme, iletişim, grup dinamikleri, duygusal zekâ vb.) yeterli düzeyde bilgi sahibi olmalıdır.
  • Astları ile karşılıklı güven ve anlayışa dayalı bir ilişki kurmalı, onlara örnek olmalıdır.
  • İnsanları olduğu gibi kabul etmeli, onların doğrularından ortak bir değer yaratmalıdır.
  • İyi düzeyde iletişim becerisine sahip olmalı, profesyonelliği ön planda tutmalıdır.
  • Hataları eğitim ve gelişim sürecinin bir parçası olarak görmeli, astlarına gereken anlayışı ve hoşgörüyü göstermelidir.
  • Alçak gönüllü ve mütevazi olmalıdır, karşı tarafa gereken sabrı ve hassasiyeti gösterebilmelidir.
Koçluğun mayasında önce insanın kendisini bilmesi ve tanıması vardır, kendini bilmeyen başkalarını anlayamaz ve onlara bir fayda sağlayamaz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder