Yöneticiliğin Değişen Rolü Koçluk
Küreselleşme ve insana verilen
önem, son on beş yıl içinde önemli yönetsel gelişmeleri meydana getirdi.
Yöneticilerin kontrolcü ve baskıcı anlayışları yerine; geliştirici,
destekleyici ve yol gösterici özellikleri önem kazanmaya başladı. Yöneticiler
günlük faaliyetleri esnasında sadece tek bir işe odaklanmada güçlük çekerler
çünkü onlar aynı esnada pek çok işi takip etmek ve ilgilenmek zorundadırlar.
Dolayısıyla yöneticiler; işlerinin doğası gereği astlarının odaklandıkları
işlere yüzeysel kalırlar.
Yöneticiler her işe yetişecek diye
bir kural yoktur, eğer bunu yapmaya çalışırlarsa yetersiz olacaklardır. Bu
nedenle yöneticiler, astlarının gelişimine ağırlık verip onları desteklemek
zorundadır. Yönetmekten daha ziyade yönetişmek ve yönlendirici olmak
yöneticilerin başarı şansını arttıracaktır. Bu doğrultuda karşımıza koçluk
kavramı çıkmaktadır.
Popüler yönetim anlayışı içinde
koçluk; kurumların ve çalışanların potansiyel üstünlüklerini ortaya çıkarma,
bireylerin ve örgütlerin gelişimini sağlama, motivasyon ve verimlilik
düzeylerini arttırma yönetimidir. Günümüz rekabet koşulları yöneticileri üst
olmak yerine yandaş olmaya zorlamaktadır. Onların bu rolleri gereği
yöneticiler; astlarının nasıl başarılı olabilecekleri konusunda onları
cesaretlendirmek, öz güvenlerini kazandırmak, motive etmek, geliştirmek ve tek
başlarına işleri yapabilmeleri için onlara yol göstermek zorundadır.
Örgütsel amaçlar doğrultusunda
çalışanların gelişimini sağlayan yapılandırılmış destekleme süreci olan koçluk,
bireylerin içsel potansiyelini açığa çıkararak onların kendilerini keşfetmeleri
için kullanılır. Koçluk, iş süreçlerinde çalışanları sürekli baskı altında
tutup, yönetim ve denetimle kontrol etmekten daha ziyade, onlara gerekli
özerkliği verip, sistemli ve planlı bir şekilde; kuralları belirleme, izleme,
değerlendirme, yapıcı geri bildirimde bulunma, eğitim ve gelişim desteği
sağlama, olası dirençleri kırma sürecidir.
Koçluk stratejilerinin başarılı
olabilmesi için; gelişim ve değişime olan inanç, etkin katılım ve karşılıklı
etkileşim gerekmektedir. Koçluk dışarıdan sanıldığı gibi hataları düzeltmek
sorunları çözmek değildir. Bir farkındalık yaratarak belirli amaçlara
ulaşabilmek için bireylerin gelişimini sağlayıp, örgütsel ve bireysel performansı
sürekli arttırma çabasıdır. Koçlukta amaç; çalışanın yetkisi dahilindeki
işlerde gereken kararları tek başına alabilecek düzeye gelmesini sağlamak,
kendini oto kontrolü ile iş kalitesini yükseltmek, sorumluluk alıp inisiyatif
kullanmasını sağlamak, daha üst düzey görevler için gelişimini sürdürmektir.
Koçluk rolünü yerine getiren bir
yönetici;
- Astlarını iyi tanımalı, onların yetenekleri
konusunda güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilmelidir.
- Psikolojinin temel kavramları hakkında
(kişilik, stres, empati, öğrenme, iletişim, grup dinamikleri, duygusal
zekâ vb.) yeterli düzeyde bilgi sahibi olmalıdır.
- Astları ile karşılıklı güven ve anlayışa
dayalı bir ilişki kurmalı, onlara örnek olmalıdır.
- İnsanları olduğu gibi kabul etmeli, onların
doğrularından ortak bir değer yaratmalıdır.
- İyi düzeyde iletişim becerisine sahip
olmalı, profesyonelliği ön planda tutmalıdır.
- Hataları eğitim ve gelişim sürecinin bir
parçası olarak görmeli, astlarına gereken anlayışı ve hoşgörüyü
göstermelidir.
- Alçak gönüllü ve mütevazi olmalıdır, karşı
tarafa gereken sabrı ve hassasiyeti gösterebilmelidir.
Koçluğun mayasında önce insanın
kendisini bilmesi ve tanıması vardır, kendini bilmeyen başkalarını anlayamaz ve
onlara bir fayda sağlayamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder