Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

12 Ağustos 2016 Cuma

İyi Bir Yöneticinin Sahip Olması Gereken Özellikler

İyi Bir Yöneticinin Sahip Olması Gereken Özellikler

Yaygın bir düşünceye göre çalışanların ücret gelirleri arttıkça performansları yükselmektedir. Oysaki yapılan çalışmalar bunun doğru olmadığını göstermektedir. İş ekibinden daha fazla verim almak isteyen yöneticilerin öncelikle çalışanların ücret gelirlerinden daha ziyade kendi yönetim tarzlarına bakmaları gerekmektedir. Çalışanların başarısı aynı zamanda yöneticinin başarısıdır, eğer bu konuda bir sıkıntı yaşanıyorsa bu, yöneticinin etkin bir yönetim sergileyememesinden kaynaklanmaktadır.
Yöneticilerin başarılı bir yönetim sergileyebilmeleri için bazı becerilere sahip olması ve onları sürekli geliştirmesi gerekir.  Bu yönetsel beceriler vasıtası ile yöneticiler; çalışanlarda bulunan çeşitli yetenekleri, bilgi ve deneyimi ortaya çıkarır, onların çalışma azmini güçlendirerek kendi başarı kapasitesini arttırır.
Yöneticilerin kendilerinden beklenilen görevleri yerine getirebilmesi ve başarılı olabilmesi; sevilen, saygı duyulan ve güvenilen biri olmasına bağlıdır. İş ortamındaki huzurun sağlanması, verimliliğin artması ve örgütün bütünleşmesi yöneticilerin asli görevidir. Bunun için yöneticiler bazı özelliklere sahip olmak zorundadır. Bu özellikleri şu şekilde sıralayabiliriz;
Objektif ve Tarafsız Olmak: Yöneticiler iş süreçlerinde çeşitli durum ve olaylar ile karşılaşır.  Bu nedenle en doğru yargıya varabilmek ve karar alabilmek için, her koşulda objektif olabilmeli ve tarafsızlığını korumalıdır. Yönetici ayrım yapmadan her çalışana eşit mesafede bir tutum sergilemelidir. Bu davranış adil bir yönetici olarak kendisine duyulan güveni ve sadakati artıracaktır. 
Analitik Düşünebilmek: Yönetici; işlerin yürütümü esnasında ve yaşanan sorunlar karşısında mevcut durumu bileşenleri ile birlikte bir bütün olarak görüp, en doğru sonuca ulaştıracak sistematik düşünce tarzına sahip olmalıdır. Her bileşenin tek başına ve bütün ile olan ilişkisini değerlendirip çözümleyebilmeli ve sonuçlarını ortaya koyabilmelidir.
Kendini İfade Edebilmek: Günümüzün en ciddi iletişim konularından bir tanesidir. Bu nedenle yöneticilerden, kendilerini doğru ve rahat ifade edebilmeleri beklenir. Planları hazırlayan, iş emirlerini veren ve talimatların uygulanmasını sağlayan yönetici, çalışanlara iş konusunda beklentilerini net olarak ifade edebilmeli, açık sözlü ve tutarlı olmalıdır. Yöneticiler bulundukları makamın temsil yetkisine sahip kişiler olarak,  muhatapları ile verimli ilişkiler kurabilmelidir. Bu ilişkilerde doğru ve yeterli bilgi aktarımı yöneticinin başarısı ve etkinliği için oldukça önemlidir.
Soğuk Kanlı Olmak: İş yaşamı her türlü beklenmedik olayın gerçekleşme ihtimali doğrultusunda sürdürülür. Durum ve koşullar ne olursa olsun yönetici en doğru kararı verebilmek için soğukkanlı olmak ve gidişatı kontrol altında tutmak zorundadır. Çalışma ekibinin olumsuzluktan etkilenmemesi ve başarısızlığın önlenebilmesi için yöneticiler, içinde bulunulan duruma hâkim olmalı ve strese dayanabilmelidir. 
Öngörülü Olmak: Belirlenen amaçlar doğrultusunda uygulanmakta olan planların başarısı için yöneticiler, geleceği ön görebilmeli ve olası her duruma karşı hazırlıklı olmalıdır. Yöneticiler ürettikleri senaryolar ile şartlar değiştiğinde yeni durumun ne olabileceği konusunda bir fikre sahip olmalıdır.   
Kendi Hatalarını Kabullenebilmek: Her insan hata yapabilir, hatalar başarıya giden yolun basamaklarıdır. Yapılan hatayı kabullenmek ve bundan ders çıkarmak önemli bir erdemdir. Sanılanın aksine hataların sorumluluğunu almak yöneticiye duyulan güveni arttır.  Yöneticiler hatalarının sorumluluğundan kaçarak daha ciddi problemlere sebep olabilirler. Eğer bir hata durumu söz konusu ise yönetici en kısa sürede sorumluluğu üstlenip gereken müdahaleler ile hatalarının etkisini azaltmalı ve itibarını korumalıdır. Yönetici yaratacağı güven ve saygınlık ile olası bir hatanın sorumluluğundan kaçmanın getirisinden daha fazlasını elde eder.
Başarıyı Paylaşabilmek: Yöneticinin başarısı, çalışma ekibinin başarısına bağlıdır. Başarıda sürekliliği sağlamak ve ekibin motivasyonunu korumak, başarıda emeği bulunan çalışma ekibinin katkılarını takdir etmek ile başlar. İyi bir yönetici, ekibinin başarılarını ödüllendirmelidir. Ödüllendirme maddi olabileceği gibi manevi de olabilir, önemli olan ekibin yöneticiye olan inançlarını korumaları ve adalet duygusuna inanmalarıdır.
Bütünlük Sağlayabilmek: Yöneticiler, farklı kişilik ve tarzlardan oluşan ekip çalışanları ile bir bütünlük oluşturup birlik ve beraberliği sağlayabilmelidir. Ekibi meydana getiren bireyler arasında bir gruplaşma veya zıtlaşma söz konusu olursa, çatışma ve stres ortamı oluşacaktır.   Mutsuz ve gergin bir ortam yöneticinin başarısını da önemli derecede etkileyecektir. Ekipte meydana gelebilecek çalışan sirkülasyonu planların uygulanmasında sıkıntılara neden olabilir. Bu nedenle yönetici, herkesin katılımı ile takım ruhunun oluşmasını sağlamalıdır.
Yenilikçi Olmak: Organizasyonların faaliyetlerini sürdürdüğü çevre sürekli değişmektedir. Yöneticiler çevresel gelişmeleri izlemek ve bu doğrultuda gereken yenilikleri yapmak zorundadır. Yöneticiler yenilikleri çabuk öğrenip hızla uygulamadır.
Otorite Kurabilmek: Otorite kurmanın ve bunu koruyabilmenin bir gereği olarak, yöneticiler işlerin takip ve kontrolünü yaparak varlıklarını hissettirmelidir. Çalışanların işlerini rahatça yapabilmeleri için onlara gereken serbestlik ve özerklik tanınmalıdır. Ancak yöneticiler; belirli izleme, takip ve kontrol faaliyetleri ile durumun kendi kontrolleri dışına çıkmasını önlemelidir.
Kararlı Olmak: Yönetici, ne istediğini nereye varacağını bilen kişidir. Amaçlarını ve hedeflerini açıklar, ekibini başarılı olmak için motive eder. Karasızlık veya kararlarından emin olamamak yöneticiye duyulan inanç ve güveni olumsuz etkiler. Başarılı bir yönetici, kötü de olsa bir karar almalı ve arkasında durmalıdır.
Öz Güvenli Olmak: Yönetici, belirsizlik durumunda yada engellerle karşılaştıkça, geri çekilmek yerine kendine güvenerek atılım yapmalıdır. Yöneticiler cesaretleri ve özgüvenleri ile çalışanların takdirini toplar ve onlara liderlik ederler.  Hiç kimse pasif bir yöneticiyi ciddiye almaz.
Esnek Olmak: Organizasyonların faaliyet gösterdiği çevre değişkenlik gösterdiği gibi alınan kararlar ve uygulanan planlar değişen çevre koşullarına uyarlanabilecek esneklikte olmalıdır. Yönetici kararlarında ve faaliyetlerinde bu esnekliği göz ardı etmemelidir.
Mütevazi Ve Alçak Gönüllü Olmak: Yöneticiler muhatapları ile iyi ilişkiler kurmak ve sağlıklı bir iletişim tesis etmek zorundadır. Tevazu göstermek ve alçak gönüllü olmak, yöneticiler ve muhatapları arasında samimi bir diyalog oluşmasını sağlar. Başarılı yöneticiler diğer insanların görüşlerine önem verir ve düşüncelerine saygı gösterir. İletişim kurulamayan, bencil ve ukala yöneticiler çoğunlukla sevilmez ve kendisine karşı bir blok oluşmasını sağlarlar.
Empati Kurabilmek: Bir organizasyonun en önemli varlığı insandır, bu nedenle çalışanların insani özellikleri ve psikolojik durumları göz önünde bulundurulmalıdır. Çalışanlara sadece iş gücü olarak bakmak büyük bir hatadır. Yöneticiler kendilerini çalışanların yerine koymalı onların psikolojik iklimini anlayışla karşılamalıdır. Çalışanlara insan olarak değer verildiğini hissettirmek yöneticiye duyulan sevgi ve saygıyı arttıracaktır. Yöneticiler bu sayede yetkilerinin yetmediği durumlarda çalışanların fedakârlığı ile bazı konuları çözüme kavuşturabilir.
Eleştirel Düşünebilmek: Eleştirel düşünce bir karar almadan önce sahip olunan bilginin sorgulanmasını sağlar ve olası sonuçların ön görülmesine yardımcı olur. Eleştirel düşünce yapısıyla yönetici mevcut durumu analiz ederek elindeki bilgilerin doğruluğundan emin olur ve en doğru sonuç için mantığını kullanır. Yöneticiler elindeki bilgilere güvenerek erkenden kestirme karar vermek yerine soru sorarak ve farklı fikirleri değerlendirerek alternatif seçenekler arasından en akılcı sonuca ulaşıp o şekilde karar almalıdır.
İyi Bir Dinleyici Olmak: Yöneticiler sorumlu oldukları çalışanlar ile etkili bir iletişim kurmak zorundadır. Nitelikli bilgi ve haber akışı yöneticinin iş görüşünü kuvvetlendirir ve isabetli kararlar almasını sağlar. Düşüncelerine önem verildiğini bilen çalışanlar daha yapıcı fikirler ile yöneticiyi destekler ve işlerini kolaylaştırır. Yöneticinin kararlarına katkı sağlayan çalışanlar alınan kararların uygulanması ve başarısı için yoğun çaba gösterirler.
Zamanı Verimli Kullanabilmek: Yöneticiler için sahip oldukları zamanı yönetebilmek oldukça önemlidir. Hayır diyememek, yetki devredememek, çalışanlara gereken özerkliği sağlayamamak zaman israfına neden olmaktadır. Yöneticinin başarısı sahip olduğu zamanı yönetip verimli kullanabilmesine bağlıdır. Yöneticiler uzun ve kısa vadeli hedeflerini önem sırasına göre ayrıştırıp programlamalıdır. Günlük işlerde öncelik sırası belirlenmeli, hiçbir iş yarım yada askıda bırakılmamalıdır. Olası acil durumları tolere edebilmek için mutlaka boş bir zaman dilimi bırakılmalıdır.
Geri Bildirimde Bulunmak: Çalışanlar faaliyetlerinin sonuçlarıyla ilgili olarak ne kadar iyi olduklarını veya kendilerinden beklenilenlerin ne kadarını başarabildiklerini öğrenmek isterler. Çünkü başarma duygusu önemli bir ihtiyaç ve motivasyon kaynağıdır. Yöneticiler sorumlu oldukları çalışanların faaliyetlerini denetlerken aynı zamanda bu denetim sonucu hakkında kendilerine bilgi vermek zorundadır.  Geri bildirim mekanizması ödül sistemi ile desteklendiği takdirde çalışanın performans ve motivasyonuna önemli katkı sağlamaktadır.
Rehberlik Edebilmek: Yönetici ve çalışan ilişkisi, emir ver yapsınlar mantığından çok ötedir. İyi bir yönetici ekibini yönetirken aynı zamanda yönlendirici olmak zorundadır. Yöneticiler ekiplerini oluşturan bireyleri iyi tanımalı ve onların yeteneklerini keşfetmelidir. Kendi ekibinin gelişimine katkı sağlayan, onları belirli hedefler doğrultusunda yönlendiren ve aynı zamanda kendi ekibine akıl hocalığı yapan bir yönetici, başarılı bir çalışma ortamının oluşmasını sağlar. Bu sayede ekibin başarısı aynı zamanda yöneticinin başarısına aracılık eder.

Liderlik Edebilmek: Liderlik ve yöneticilik ayrı kavramlardır, her iki kavramda kendine has üstünlüklere sahiptir. Ancak tüm yönetim otoritelerince iyi bir yöneticinin liderlik özelliklerine sahip olması gerektiği özellikle vurgulanmaktadır. Buraya kadar saydığımız birçok özellik liderlik vasıfları arasında da bulunmaktadır. Yöneticiler yönetsel yeteneklerini liderlik vasıfları ile donattıkları zaman daha etkin bir yönetim sergilerler.

3 Ağustos 2016 Çarşamba

Yöneticiliğin Değişen Rolü Koçluk

Yöneticiliğin Değişen Rolü Koçluk
Küreselleşme ve insana verilen önem, son on beş yıl içinde önemli yönetsel gelişmeleri meydana getirdi. Yöneticilerin kontrolcü ve baskıcı anlayışları yerine; geliştirici, destekleyici ve yol gösterici özellikleri önem kazanmaya başladı. Yöneticiler günlük faaliyetleri esnasında sadece tek bir işe odaklanmada güçlük çekerler çünkü onlar aynı esnada pek çok işi takip etmek ve ilgilenmek zorundadırlar. Dolayısıyla yöneticiler; işlerinin doğası gereği astlarının odaklandıkları işlere yüzeysel kalırlar.
Yöneticiler her işe yetişecek diye bir kural yoktur, eğer bunu yapmaya çalışırlarsa yetersiz olacaklardır. Bu nedenle yöneticiler, astlarının gelişimine ağırlık verip onları desteklemek zorundadır. Yönetmekten daha ziyade yönetişmek ve yönlendirici olmak yöneticilerin başarı şansını arttıracaktır. Bu doğrultuda karşımıza koçluk kavramı çıkmaktadır.
Popüler yönetim anlayışı içinde koçluk; kurumların ve çalışanların potansiyel üstünlüklerini ortaya çıkarma, bireylerin ve örgütlerin gelişimini sağlama, motivasyon ve verimlilik düzeylerini arttırma yönetimidir. Günümüz rekabet koşulları yöneticileri üst olmak yerine yandaş olmaya zorlamaktadır. Onların bu rolleri gereği yöneticiler; astlarının nasıl başarılı olabilecekleri konusunda onları cesaretlendirmek, öz güvenlerini kazandırmak, motive etmek, geliştirmek ve tek başlarına işleri yapabilmeleri için onlara yol göstermek zorundadır.
Örgütsel amaçlar doğrultusunda çalışanların gelişimini sağlayan yapılandırılmış destekleme süreci olan koçluk, bireylerin içsel potansiyelini açığa çıkararak onların kendilerini keşfetmeleri için kullanılır. Koçluk, iş süreçlerinde çalışanları sürekli baskı altında tutup, yönetim ve denetimle kontrol etmekten daha ziyade, onlara gerekli özerkliği verip, sistemli ve planlı bir şekilde; kuralları belirleme, izleme, değerlendirme, yapıcı geri bildirimde bulunma, eğitim ve gelişim desteği sağlama, olası dirençleri kırma sürecidir.
Koçluk stratejilerinin başarılı olabilmesi için; gelişim ve değişime olan inanç, etkin katılım ve karşılıklı etkileşim gerekmektedir. Koçluk dışarıdan sanıldığı gibi hataları düzeltmek sorunları çözmek değildir. Bir farkındalık yaratarak belirli amaçlara ulaşabilmek için bireylerin gelişimini sağlayıp, örgütsel ve bireysel performansı sürekli arttırma çabasıdır. Koçlukta amaç; çalışanın yetkisi dahilindeki işlerde gereken kararları tek başına alabilecek düzeye gelmesini sağlamak, kendini oto kontrolü ile iş kalitesini yükseltmek, sorumluluk alıp inisiyatif kullanmasını sağlamak, daha üst düzey görevler için gelişimini sürdürmektir.
Koçluk rolünü yerine getiren bir yönetici;
  • Astlarını iyi tanımalı, onların yetenekleri konusunda güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilmelidir.
  • Psikolojinin temel kavramları hakkında (kişilik, stres, empati, öğrenme, iletişim, grup dinamikleri, duygusal zekâ vb.) yeterli düzeyde bilgi sahibi olmalıdır.
  • Astları ile karşılıklı güven ve anlayışa dayalı bir ilişki kurmalı, onlara örnek olmalıdır.
  • İnsanları olduğu gibi kabul etmeli, onların doğrularından ortak bir değer yaratmalıdır.
  • İyi düzeyde iletişim becerisine sahip olmalı, profesyonelliği ön planda tutmalıdır.
  • Hataları eğitim ve gelişim sürecinin bir parçası olarak görmeli, astlarına gereken anlayışı ve hoşgörüyü göstermelidir.
  • Alçak gönüllü ve mütevazi olmalıdır, karşı tarafa gereken sabrı ve hassasiyeti gösterebilmelidir.
Koçluğun mayasında önce insanın kendisini bilmesi ve tanıması vardır, kendini bilmeyen başkalarını anlayamaz ve onlara bir fayda sağlayamaz.