İşletme
Entropisi Ve Performans
Entropi denilen şey genellikle fizik kavramları içinde
kullanılır ancak bu kavrama farklı disiplinlerde de rastlamak mümkün. İşletme
bilimi yönünden entropiyi ele alırsak; işletmedeki fonksiyonel birimleri oluşturan
sistem herhangi bir nedenden dolayı bozulmaya başlarsa, işletme entropisi artış
gösterir. Özetle, bir işletmenin iş süreçlerinin devamlılığı için aksayan
birimin yerine diğer birimler daha fazla çaba göstermek ve kaynak harcamak
zorundadır.
İşletmelerin sahip oldukları maddi, manevi ve teknik
özellikler zamanla bir erozyona maruz kalır. Bu erozyon eskime, tükenme,
bozulma, geri kalma ve aksama şeklinde kendini gösterir. İş süreçlerinin
sürdürülebilirliği adına daha fazla kaynağa ve iş gücüne ihtiyaç duyulur. Bu
eskiyen bir telefonun daha sıklıkla şarja takılması veya eskiyen bir aracın
daha fazla yakıt tüketmesi gibidir. Aynı işi yapmak için daha fazla daha fazla
enerji harcanır, daha fazla güç tüketilir. Zaman geçtikçe ortaya çıkan bu açığı
gidermek için gereken kaynak ve emek, işletmelerin entropisini oluşturur.
İşletmelerin entropisi düşük olduğu zaman yapılması
planlanan iş için mevcut kaynak ve emek daha verimli kullanılmaktadır. Diğer
şekliyle işletme entropisinin yüksek olması durumunda planlanan iş için verimli
kaynak ve emek kaybı vardır yani işletme performansında azalma söz konusudur.
İşletme yapısında zamanla ortaya çıkan baskıcı yönetim,
aşırı kontrol, bürokrasi, rekabet, stres gibi faktörler çalışan
memnuniyetsizliğinin artmasına ve iş tatmininin azalmasına neden olur. Bu tip durumların
söz konusu olduğu örgütlerin iş süreçlerinde fonksiyonel bozukluk yaşaması
kaçınılmazdır. Fonksiyonel bozulmalara teknik özellikler, örgüt kültürü,
yönetim politikaları ve liderlik özellikleri de sebep olabilir. Dolayısıyla
aynı işi yapabilmek için işletme entropisinin artış göstermesi performansın
olumsuz yönde ilerlediğini göstermektedir.
İşletme entropisi yüksek olan işletmelerde
çalışanların motivasyonu oldukça düşüktür. Çalışanlar gereksiz işlerle çok daha
fazla zaman kaybederler. İş süreçlerinde fire, kayıp ve israf daha fazladır. Çözüm
yerine bahane ve mazeret ileri sürülür. Motivasyonda artış sağlanması durumunda
işletme entropisi azalma eğilimindedir ve çalışanların iş tatmini artış
gösterir. Çalışanlar daha fazla özveri ile katkı sağlarlar ve üretkenlikte
artış gözlenir.
İşletme entropisini kontrol altında tutabilmek için üç
faktör üzerinde durulması gerekir. Bunlardan ilki yönetsel yaklaşım ve yönetim
politikalarıdır. Karar alma mekanizmalarındaki katılımın azlığı, bürokratik
süreçlerdeki fazlalık, yönetimin sertliği, ve hiyerarşik kademeler arasındaki
diklik işletme entropisini arttıracaktır. Diğer bir faktör örgüt kültürü ve
örgütsel davranış özellikleridir. Rekabet, stres, dedikodu ve örgütsel adalet
gibi konular işletme entropisini etkilemektedir. Son faktör ise iş
süreçleridir. Otonomi, iş güvenliği, çalışan güçlendirme, yenilikçilik,
teknoloji vb. konular işletme entropisi üzerinde etkili olmaktadır.
İşletme entropisinin tespiti ve ölçümü için çeşitli
sistematik yöntemler vardır. En basit yol, üç faktörlü bir indeks yardımı ile
sınırlayıcı değişkenlere ait verilerin işletme performans verilerine oranlanmasıdır.
Bu sayede entropi kaynakları, etki gücü ve entropinin şiddeti hakkında bir fikir
yürütülebilir.
Entropi düzeyinin en büyük etkisi ve göstergesi iş
tatmini ve çalışan sadakatidir. Dolayısıyla performans artışına veya azalışına
neden olan emek faktörüne bağlı olan değişkenlerdir. Bu nedenle bir işletmenin
en değerli varlığının çalışanları olduğu bir kez daha ortaya çıkmaktadır. İnsan
odaklı bir yönetim yaklaşımının olumlu sonuçları birçok çalışmada ortaya
konulmuştur. İş tatmini ve çalışan memnuniyeti ile birlikte motivasyonda artış
sağlanacağı, özverinin iş verimi ile örgütsel performansı olumlu etkileyeceği
açıktır. Problem çözende problem olanda çoğu zaman insandır. O halde yönetimde
insancıl eğilimler işletme entropisini kontrol etmek ve performans düzeyini
arttırmak için kullanılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder