YÜKSELEN VARLIK DİJİTAL SERMAYE
Teknoloji ilerledikçe hayatımızı
kolaylaştıracak yeni fikirler, yeni araçlar geliştiriliyor. İnsana bağlı
süreçlerin hata yapma veya başarısız olma ihtimalini göz önünde bulunduran
şirketler artık daha akıllı cihazlarla hayatımıza giriyor. Hayatımız akıllı
cihazlarla doldukça bizlerin bıraktığı dijital izler karşımıza çıkmaktadır.
İster istemez hepimiz dijital
izler bırakıyoruz. En basitinden; internette dinlediğimiz şarkılar, arattığımız
kelimeler, beğendiğimiz resimler, kredi kartlarıyla yaptığımız alışverişler,
marketlerin clup kartları, gps verilerimiz, ziyaret ettiğimiz yerler, telefon
görüşmelerimiz ve daha sayamadığım binlerce mecra bizlerin dijital verilerini
oluşturuyor.
Güncel hayatta bizlerin bıraktığı
dijital izler normalde tek başlarına bir anlam ifade etmeyebilir ancak
sistematik bir şekilde saklanmış uzun süreli dijital izleriniz anlamlı pek çok
bilgiyi ortaya koyabilir. Örneğin hareket bilgilerinizle tüketim alışkanlıklarınız
karşılaştırıldığında gideceğiniz yere göre ne satın alacağınız önceden tahmin
edilebilir. Dinlediğiniz şarkılar veya beğendiğiniz resimler ile ruh halinizin
durumu tahmin edilip ilgi alanlarınız belirlenebilir ve size özel hizmet
üretilip moral durumunuz yükseltilebilir. Sizin dijital izleriniz size özel
bilgiler verir ancak bu izlerin milyonlarcası bir araya getirilirse BIGDATA’yı
yani dijital sermayeyi oluşturur.
Her canlı ve süreç gibi iş
dünyası da kendi evrimini yaşıyor. Bu evrim içinde başlarda maddi sermaye çok
önemliyken yıllar geçtikçe emek faktörünün önemi anlaşıldı ve “Bir işletmenin
en değerli varlığı insan sermayesidir” dendi. Çünkü insan sermayesinin niteliği
arttırılmadan ve iç müşteri denilen çalışanların memnuniyeti sağlanmadan kalite
ve performansta artış sağlanamıyordu.
Günümüze geldiğimizde ise maddi
sermaye ve insan sermayesine dijital sermaye eklendi. Dijital sermayeyi işletmeler için değerli
kılan, pek çok veri içinde anlamlı bilgilerin bulunmasıdır. Bu bilgiler sizin
geleceği görmenizi ve daha isabetli kararlar almanızı sağlar. Örneğin bir
ürününüzün pazar payını daha müşterilerinize sunmadan tahmin edebilirsiniz. Olası
riskleri önceden görüp tedbir alabilir, rakiplerinizin zayıf yanlarını tespit
edip kendi ürününüze üstünlük olarak yansıtabilirsiniz. İnsanların
yorumlarından şikâyet ve memnuniyetler doğrultusunda daha ihtiyaca yönelik ürün
geliştirebilir, müşteri memnuniyetiyle beraber bir marka sadakati
yaratabilirsiniz.
İşletmelerin sahip olduğu dijital
sermaye bir nevi Aladdin’in Sihirli Lambası gibidir. “Siz, o dijital sermayeden
amaç ve hedefleriniz doğrultusunda isteyin o size versin”, demek isterdim ama
önce o dijital sermayeden faydalanmak için gerçekten ne yaptığını bilen
profesyonellere ihtiyacınız vardır. Dijital sermayeniz size istediğinizi verene
kadar birçok süreçten geçer. Öncelikli olarak tasnif edilmeli kullanılacak
veriler tanımlanmalıdır. Hatta matbu evraklarınız dijitalleştirilip süreçlere dâhil
edilmelidir.
Size gelen müşteri telefonları,
tedarikçi ve satış kanalı bilgileri, sosyal medya ve coğrafi konum bilgileri, şikâyetler,
haberler, finansal raporlar, rakiplerin bilgileri, gözlem ve anket raporları,
mevsimsel hareketler, tüketici eğilimleri ve aklınıza gelebilecek
dijitalleştirilebilen her şey sizin dijital sermayenizi oluşturacaktır. Verilerin
doğru şekilde toplanıp ayrıştırılması, hedef ve amaçların ortaya konması, bu
doğrultuda doğru algoritmalar ile sonuca gidilip sonuçların test edilmesi, gerekirse
test sonuçlarının tekrar ve tekrar sürece dâhil edilerek istenilen sonuç elde
edilene kadar yenilenmesi gerekir. Süreç
gerçekten bilgi ve deneyim isteyen bunun yanında güçlü donanımlara ihtiyaç duyan
matematiksel ve istatiksel bir konudur. Gerçekleştirilen veri analizleri ile
elde edilen bilgiler ise yaşanan güçlüğe ve çekilen çileye değen bilgilerdir. Bu
nedenle dünya şirketleri kendi dijital sermayelerini oluşturmak için
birbirleriyle yarışıyor. Terabyte hatta Petabyte’larca veri yüksek güvenlikli depolama
alanlarında muhafaza ediliyor.
Günümüz dijital çağ ise bu
dijital çağın en önemli unsuru dijital sermaye olarak karşımıza çıkmaktadır. 90’lı
yıllara kadar maddi sermaye önemli bir avantajdı ve bu avantaj 2015’li yıllara yani
süper bilgisayarlar çıkana kadar insan sermayesinin niteliği arttırılarak
önemli bir rekabet unsuru haline getirilmiştir. Süper bilgisayarlar ve süper
işlemci güçleri ise işletmelere daha fazla hız ve bunun yanı sıra daha isabetli
geleceği ön görme ve karar verme yetisini kazandırıyor. Sadece bu kadar da
değil, eğer iyi bir dijital sermayeniz varsa onunla ne yapacağınız size kalmış…
Dr. Business Yönetim
Danışmanı Uzm. Murat SERT